Genç kadınlarda otizm vakaları neden arttı?

Öznur Doğan26.03.2025 - 10:10
Son Güncelleme : 26.03.2025 - 15:23
"Dışarıda kalan kız'' ve ''Normalmiş gibi davranmak'' gibi ifadeler, otizmli kadınların teşhis konulmadan önceki hayatlarına dair güçlü kişisel tanımlamalarının sadece birkaçı. Bu tanımlar, nörolojik ve gelişimsel bozukluk yaşayan kadınların derin sosyal huzursuzluklarını ve görünür semptomlarını gizleme çabalarını da gözler önüne seriyor.

Çocukluk döneminden itibaren topluma dahil olmak için bir kimlik bulma mücadelesiyle karşı karşıya kalan otizmli kadınlar, benliklerini gizlemek amacıyla farklı maskeler takmaya veya kamufle olmaya çalışıyorlar. Bu maskelenme çabası, otizm öykülerinde sıklıkla göz ardı edilen bir özellik olarak öne çıkıyor.
Good Health dergisinde yayımlanan bir özel serinin ilk bölümünde, otizmin sadece erkeklere özgü bir durum olduğuna dair yaygın bir inanışın bulunduğu vurgulandı. Erkek çocuklarının kızlara oranla dört kat daha fazla otistik tanısı aldığına dair istatistikler de zamanla bu yanlış anlayışı pekiştirdi.
Bilişsel nörogörüntüleme profesörü Gina Rippon, yaptığı çalışmalarda otizmli kadınların aidiyet duygusu arayışlarını ve toplumun onlara biçtiği kimliklerle birlikte verdikleri mücadelenin zorluklarını hatırlattı.
Uzman isim, otizmli kadınların teşhis konduktan sonra büyük bir rahatlama yaşadıklarını ve hayatlarının anlamını bulmuş gibi hissettiklerini de anlattı.
Otizmin belirgin özelliği, toplumsal beklentilere uymadığınızı fark ettiğinizde belirsizlik yaşamanızdır. Bu belirsizlik, cinsiyet kimliği gibi diğer öz kimlik sorularını da kapsayabilir.
The Independent'te yer alan habere göre, bazı araştırmalar daha yaşlı ebeveynlere (özellikle daha yaşlı babalara) sahip bebeklerin otizm riskinin daha yüksek olduğunu gösteriyor. Otizm olasılığında, erken doğum ve düşük doğum ağırlığının etkili olduğunu belirten çalışmalar da mevcut. Ancak otizm alanındaki analizleriyle dikkat çeken Dr. Juergen Hahn, bu konuda net bir kanıya varılmasının güç olduğunu ve daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğunun altını çiziyor.
Otizm spektrum bozukluğunu kesin olarak tespit edebilecek belirgin testler bulunmuyor. Teşhis, sıklıkla akıl sağlığı uzmanların gözlemleri doğrultusunda konuluyor. Tekrarlayan davranışlar, tuhaf ilgi alanları ve sosyal ilişkilerden kopukluk gibi semptomlar genellikle belirleyici kabul ediliyor ancak yine de tanı için daha detaylı analizler gerekebiliyor.
Vakaların son yıllarda kadınlar arasında artması ise dünya çapında yapılan bilimsel araştırmaların derinlik kazanması ve toplumsal farkındalığın artması gibi gerekçelerle açıklanabiliyor. Bu noktada kadınların, kendilerinde utandıkları özelliklerini ifade ederken eskiye göre daha cesur olmalarının da büyük payı var.
- Etiketler :
- Haberler -
- Otizm
- Otizm Spektrum Bozukluğu
- Kadın
Haber Kaynak : NTV.COM.TR
"Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır."